Alarmı
icat eden adam insanların 5 dakika daha uyumak istediğini nereden biliyor?
Bazı günler uyandığımda hangi günde olduğumu,bu
günlere nasıl geldiğimi hatırlayamıyorum.Sanki zaman makinası bozulmuş da
olmamam gereken zamanlara ve mekanlara atılmışım gibi..Zamanın ruhu sıkışmış
sanki,yapılacak onca şeye rağmen ve zamana rağmen müthiş bir zamansızlık
içindeyim.Zamanımı gereksiz şeylere harcamak istiyorum bazen.Size de oluyor mu?
Düşünmeden,öylesine.Basit.Herkes gibi.Biraz egonuz kırıldı değil mi? Çünkü
istemezsiniz herkese benzemek,hepimiz kendi zamanımızın krallığını kurmak
isteriz.Gönüllere taht kurmak deyimi buradan mı geliyor acaba..Kim bilir.Belki
yer yüzündeki tüm krallar akıldan çok gönülde yer almak istemişlerdir de elleri
kanlı olduğundan kalbi tutacak cesareti gösterememişlerdir.Bilmiyorum herkes
cesaretsiz zaten,kabuğuna çekilme derdinde tüm vücutlar..ama zamanımı
yakalayamıyorum ben ya,hep 5 dakika daha diyorum her şey için.Zaman düşmanım
gibi çoğu zaman,onunla yarışıyorum yelkovanı yakalasam,akrep kaçıyor.Akrebi
tutsam saniyeler koşa koşa gidiyor,peşindeyim zamanımın.Krallığımı
kuracağım.Beş dakika daha.Beş dakika daha hayal kuracağım,sonra uyanacağım.Beş
dakika daha beklesin her şey yetişilmesi gereken otobüs,fırçalamamam gereken
dişlerim,sürmem gereken rujum.Giyineceğim tamam,tamam şimdi seçiyorum hangi
kazağı giyeceğimi.
Zamanla ilgili söyleyecek çok sözüm var
aslında,zamanında ne güzel düşlerim olduğundan başlayıp hayatıma giren kalp
sancılarından devam edip geçip giden zamanları dostlarla yad edecek kadar çok
sözüm.Ama söylemeye zamanım yok.Bu yazıyı dünyanın en güzel yazısı yapmak için
uğraşmaya da.Ne bileyim yakalamak istiyorum zamanın
ruhunu.Pazartesi’yi,Çarşamba’yı,Cuma’yı.En verimlisinden geçirmek istiyorum
tatil zamanlarımı.Tatil,gerçekten yorulduğunu düşünmediğim onca insanın
sokaklara yığılması gibi biraz.Bir sürü et parçasının oradan oraya koşturup eh
bu hafta da bir şeyler yaptık demesi için gibi sanki biraz.Bana öyle
geliyor.Başımız dönsün istiyoruz bi an dursak sanki her şeyi fark edecekmişiz
gibi.Yapamadığımız şeyler,yaşayamadığımız anlar aklımıza gelecek,söyleyemediğimiz
cümleleri fark edeceğiz boğazımızın düğümünde.Ah keşke! Söyleseydim
diyecek,sonra neyse böyle de güzel hayırlısı buymuş gibi avunmalara
sığınacağız.Yaralanacaksın değil mi zamansız kadın? Adam? Korkuyorsun es geçtiğin hücrelerin harekete
geçer diye.Kalkıp gitmeye bile üşeniyorsun kimi zaman..Oysa zamanın
yoktu,yapmalıydın her şeyi.20’li yaşlarının en başında hayatını çok güzel
yaşamayı,zamanını dolu dolu geçirmekten dem vururdun.Şimdiyse kaçıyorsun bir
şeylerden.Zamandan.Ruhundan.Sen kovalıyordun hani,bak sen kaçıyormuşsun o
ruhtan.O ruhun içine girmekten.Aslında tam da öyle değil,çünkü kendini zamana
kaptırdığında daha çok kandırılacağını düşünüyorsun,böyle ne bileyim
farkındasın.İçinde değilsin zamanın dışında da değilsin ama farkındasın telaşın
zamanın su gibi geçtiğini anlamandan ileri geliyor.Oh,rahatladın işte.Hem hafta
yedi gün değil de mesela dört gün olsa hayatında ne değişirdi? Sabahları erken uyansan neyi yakalardın?
Herkes neyi yakaladı? Sen neyi kaçırdın?
Alarmı icat eden adam insanların beş dakika daha
uyumak istediğini nereden biliyor? Çünkü kendisi de beş dakika daha uyumak
istiyor.Çünkü zamanın ruhu,hayallerle kendinden geçmekte ve uyanmanın aslı hep
uyumakta yatıyor.Yani bence.
Yorumlar
Yorum Gönder